A. Giriş

16/6/2020 tarihli ve 7246 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 24/6/2020 tarihli ve 31165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. 7246 sayılı Kanun ile, 7/12/1994 tarihli ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da önemli değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişikliklerden muafiyet sistemine, birleşme ve devralmaların kontrolüne, yerinde inceleme yetkisinin genişletilmesine, De Minimis kuralı ile taahhüt ve uzlaşma mekanizmalarının ve yapısal tedbirlerin getirilmesine ilişkin değişikliklere bu yazıda kısaca değinilmiştir.

B. Değişiklikler
1. Muafiyet Sistemine İlişkin Değişiklikler

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrası, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerini hukuka aykırı kabul etmekte ve yasaklamaktadır. Hukuka aykırı nitelikteki teşebbüsler arası anlaşmalar ve uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu nitelikteki karar ve eylemleri, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4’üncü maddesinde sınırlayıcı nitelikte olmamak üzere örneklemek suretiyle sayılmıştır.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 5’inci maddesi ise, 4’üncü madde kapsamında yasaklanan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin belirli şartların varlığı halinde hukuka aykırı olmaktan çıkacağını ve bu nedenle de yasaklanamayacağını öngörmektedir.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 5’inci maddesinin ilk halinde Rekabet Kurulunun rekabeti sınırlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin 4’üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verilebilmesi için ilgililerin talebi aranmaktaydı. Ayrıca muafiyet kararları en çok beş yıl için verilebilmekteydi ve Rekabet Kurulu tarafından verilen muafiyet süresi sona erdiğinde muafiyet şartları halen devam etmekteyse yine ilgililerin başvurusu üzerine muafiyet kararı yenilenebilmekteydi. Görüldüğü üzere Kanun’un ilk halinde Rekabet Kurulunun muafiyet konusunda karar verebilme tekeli bulunmaktadır.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 5’inci maddesinde 2/7/2005 tarihli ve 5388 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler ile Rekabet Kurulunun rekabeti sınırlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin 4’üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verilebilmesi için ilgililerin talepte bulunması koşulu madde metninden çıkarılmıştır. Bu değişiklik ile ilgililerin talebi olmadan da Rekabet Kurulu, 5’inci maddede belirtilen şartların tamamının varlığı halinde rekabeti sınırlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin 4’üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verebilir hale gelmiştir.

5388 sayılı Kanun ile 5’inci maddenin ikinci fıkrasında da değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler ile muafiyet kararlarının en çok beş yıl için verilebileceği hükmü ile Rekabet Kurulu tarafından verilen muafiyet süresi sona erdiğinde muafiyet şartları halen devam etmekteyse ilgililerin başvurusu üzerine muafiyet kararının yenilenebileceği hükümleri, Kanun metninden çıkarılmıştır. Görüldüğü üzere 5388 sayılı Kanun ile 4’üncü madde kapsamındaki teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birlikleri karar ve eylemlerinin muafiyet sisteminden yararlanabilmesi için bildirim sistemi usulünden vazgeçilmiş ancak muafiyet kararı konusunda Rekabet Kurulun tekel yetkisi korunmuştur.

16/6/2020 tarihli ve 7246 sayılı Kanun ile Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 5’inci maddesinde bazı değişiklikler yapılmıştır. 5’inci maddenin birinci fıkrasının yeni hali uyarınca 5’inci maddede belirtilen şartların tamamının varlığı halinde rekabeti sınırlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri 4’üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaftır. 2/7/2005 tarihli ve 5388 sayılı Kanun ile muafiyet alabilmek için bildirim usulünün kaldırıldığı ancak muafiyet kararı konusunda Rekabet Kurulunun tekel yetkisinin devam ettiği yukarıda ifade edilmiştir. 7246 sayılı Kanun ile Rekabet Kurulunun muafiyet kararı konusunda tekel yetkisi ortadan kaldırılmıştır.

7246 sayılı Kanun ile 5’inci maddeye ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin 4’üncü madde kapsamındaki anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birliği karar ve eylemlerinin muafiyet şartlarını taşıdığının Rekabet Kurulu tarafından tespit edilmesi amacıyla Rekabet Kurumuna başvuruda bulunabilecekleri hükmü getirilmiştir. Ancak anılan değişiklikten önce de ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin 4’üncü madde kapsamındaki anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birliği karar ve eylemlerinin muafiyet şartlarını taşıdığının Rekabet Kurulu tarafından tespit edilmesi amacıyla Rekabet Kurumuna başvuruda bulunabilmelerine herhangi bir engel düzenleme bulunmamaktaydı.

2. Birleşme ve Devralmaların Kontrolüne İlişkin Değişiklikleri

Rekabet Kanunu’nun 16/6/2020 tarihli ve 7246 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 7’nci maddesi uyarınca bir ya da birden fazla teşebbüsün hâkim durum yaratmaya veya hâkim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün malvarlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır. Hangi tür birleşme ve devralmaların hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kuruluna bildirilerek izin alınması gerektiğini Rekabet Kurulu, çıkaracağı tebliğlerle ilan etmektedir.

Söz konusu düzenleme, birleşme veya devralma işlemleri neticesinde ilgili teşebbüs veya teşebbüslerin ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde hâkim durum yaratmalarını veya hâkim durumlarını daha da güçlendirmelerini hukuka aykırı olarak kabul edip yasaklamaktadır.

7246 sayılı Kanun, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 7’nci maddesinde değişiklik içermektedir. Yeni düzenleme uyarınca bir ya da birden fazla teşebbüsün başta hâkim durum yaratılması ya da mevcut bir hâkim durumun güçlendirilmesi olmak üzere ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır.

Değişiklik ile hâkim durum yaratarak veya mevcut bir hâkim durumu daha da güçlendirerek rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak birleşme ve devralma işlemlerinin yasaklanması usulünden etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak birleşme ve devralma işlemlerinin yasaklanması usulüne geçiş yapılmaktadır. Yeni düzenleme ile yalnızca hâkim durum yaratacak veya mevcut bir hâkim durumu daha da güçlendirecek birleşme ve devralma işlemleri değil, hâkim durum yaratmayıp da etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak birleşme ve devralma işlemleri de hukuka aykırı kabul edilip yasaklanacaktır.

3. Yerinde İnceleme Yetkisinin Genişletilmesine İlişkin Değişiklikler

Rekabet ihlallerini araştırırken veya soruştururken Rekabet Kurulunun önemli yetkilerinden bir tanesi, yerinde inceleme yetkisidir. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 15’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca Rekabet Kurulu, bu Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde teşebbüs ve teşebbüs birliklerinde incelemelerde bulunabilir. Rekabet Kurulu bu amaçla teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin defterlerini, her türlü evrak ve belgelerini inceleyebilir ve gerekirse suretlerini alabilir; belirli konularda yazılı veya sözlü açıklama isteyebilir; teşebbüslerin her türlü malvarlığına ilişkin mahallinde incelemeler yapabilir.

Yukarıda belirtildiği üzere Rekabet Kurulu teşebbüs ve teşebbüs birliklerinde incelemelerde bulunurken teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerin defterlerini, her türlü evrak ve belgelerini inceleyebilir ve gerekirse suretlerini alabilir. Anılan bu düzenlemenin dijitalleşen günümüz dünyasının ihtiyaçlarını karşılama noktasında zayıf kalması nedeniyle 16/6/2020 tarihli ve 7246 sayılı Kanun ile değişikliğe gidilmiş ve Rekabet Kurulunun yerinde inceleme yetkisi genişletilmiştir. Yeni düzenleme, Rekabet Kurulunun teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin defterlerini, fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerini ve belgelerini inceleyebileceğini ve bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabileceğini öngörmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki 7246 sayılı Kanun’dan önceki uygulamada da Rekabet Kurulu, teşebbüs ve teşebbüs birliklerinde incelemelerde bulunurken teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerini ve belgelerini inceleyebilmekte ve bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabilmekteydi.

4. De Minimis Kuralının Getirilmesine İlişkin Değişiklikler

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4’üncü maddesi, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır hükmünü içermektedir. Bu hüküm uyarınca bir anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birliği karar ve eylemleri rekabeti sınırlıyor veya rekabeti sınırlama ihtimali taşıyorsa hukuka aykırı olup yasaktır. Ayrıca söz konusu anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birliği karar ve eylemleri rekabeti sınırlamıyor ve rekabeti sınırlama ihtimali de bulunmuyor olmakla beraber rekabeti sınırlama amacı taşıyorsa yine hukuka aykırı olup yasaktır.

16/6/2020 tarihli ve 7246 sayılı Kanun ile Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da yapılan değişiklik uyarınca Rekabet Kurulu, pazar payı ve ciro gibi ölçütleri esas alarak piyasada rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği karar ve eylemlerini soruşturma konusu yapmayabilecektir. Ancak açık ve ağır rekabet ihlalleri bu kuralın kapsamı dışında tutulmuştur. Kanun, açık ve ağır rekabet ihlallerine rakipler arasında fiyat tespiti, bölge veya müşteri paylaşımı ve arz miktarının kısıtlanması davranışlarını sınırlı sayıda olmamak üzere örnek olarak belirtmiştir. Ayrıca söz konusu düzenlemenin 4’üncü madde bakımından bir muafiyet veya hukuka uygunluk nedeni oluşturmadığını, uygulanmasına ilişkin usul ve esasları Rekabet Kurulu tarafından çıkarılacak tebliğ ile belirginleşecek olan rekabet ihlalleri bakımından soruşturma konusu dışında bırakılacağına ilişkin bir düzenleme olduğunu belirtmek isteriz.

5. Taahhüt Mekanizmasının Getirilmesine İlişkin Değişiklikler

16/6/2020 tarihli ve 7246 sayılı Kanun ile Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 43’üncü maddesinde değişiklikler yapılarak rekabet hukuku sistemimize taahhüt mekanizması getirilmiştir. Yeni düzenleme uyarınca yürütülmekte olan bir ön araştırma ya da soruşturma sürecinde 4’üncü veya 6’ncı madde kapsamında ortaya çıkan rekabet sorunlarının giderilmesine yönelik olarak ilgili teşebbüs ya da teşebbüs birliklerince taahhüt sunulabilir. Rekabet Kurulu, söz konusu taahhütler yoluyla rekabet sorunlarının giderilebileceğine kanaat getirirse bu taahhütleri ilgili teşebbüs ya da teşebbüs birlikleri açısından bağlayıcı hale getirerek soruşturma açılmamasına veya açılmış bulunan soruşturmaya son verilmesine karar verebilir. Ancak açık ve ağır rekabet ihlalleriyle ilgili olarak taahhüt kabul edilemez. Kanun, bir önceki düzenlemede olduğu gibi burada da rakipler arasında fiyat tespiti, bölge veya müşteri paylaşımı ya da arz miktarının kısıtlanması gibi davranışları açık ve ağır rekabet ihlalleri olarak kabul etmektedir. Taahhüt mekanizmasının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Rekabet Kurulu tarafından çıkarılacak tebliğ ile belirlenecektir.

Yeni düzenleme ile Rekabet Kurulu, 4’üncü veya 6’ncı madde kapsamında ortaya çıkan rekabet sorunlarının giderilmesine yönelik olarak ilgili teşebbüsler veya teşebbüs birliklerince sunulacak taahhütleri rekabet sorunlarının giderilebileceğine kanaat getirirse ilgili teşebbüs ya da teşebbüs birlikleri açısından bağlayıcı hale getirerek soruşturma açılmamasına veya açılmış bulunan soruşturmaya son verilmesine karar verebilecektir. Ancak Rekabet Kurulu, bu karar verildikten sonra Kanun’da belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde tekrar soruşturma açabilir. Kanun’da belirtilen şartlar ise şunlardır:

  • Kararın alınmasına temel teşkil eden herhangi bir unsurda esaslı değişiklik olması,
  • İlgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin verdikleri taahhütlere aykırı davranmaları,
  • Kararın taraflarca sunulan eksik, yanlış veya yanıltıcı bilgiye dayanılarak verilmiş olması.
6. Uzlaşma Mekanizmasının Getirilmesine İlişkin Değişiklikler

16/6/2020 tarihli ve 7246 sayılı Kanun ile Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 43’üncü maddesinde değişiklikler yapılarak rekabet hukuku sistemimize uzlaşma mekanizması getirilmiştir. Yeni düzenleme uyarınca soruşturmaya başlanmasından sonra Rekabet Kurulu, ilgililerin talebi üzerine veya resen soruşturma sürecinin hızlı bitirilmesinden doğacak usuli faydaları ve ihlalin varlığına veya kapsamına ilişkin görüş farklılıklarını göz önüne alarak uzlaşma usulünü başlatabilir. Uzlaşmanın gerçekleşebilmesi için hakkında soruşturma başlatılan teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin ihlalin varlığı ile kapsamını kabul etmeleri gerekmektedir. Ayrıca uzlaşma, soruşturma raporunun tebliğine kadar mümkündür.

Uzlaşma usulü uyarınca Rekabet Kurulu, hakkında soruşturma açılan teşebbüs veya teşebbüs birliklerine ihlalin varlığını ve kapsamını kabul ettikleri bir uzlaşma metni sunmaları için kesin bir süre verir. Verilen süre geçirildikten sonra yapılan bildirimler dikkate alınmaz. Uzlaşma sağlanması halinde ihlal tespitinin ve idari para cezasının yer aldığı bir nihai kararla soruşturma sonlandırılır. Uzlaşma usulü sonucunda idari para cezasında yüzde yirmi beşe kadar indirim uygulanabilir. Ayrıca idari para cezası tutarlarında indirim uygulanmış olması 5326 sayılı Kanunun 17’nci maddesinin altıncı fıkrası kapsamında indirim yapılmasına engel teşkil etmeyecektir. Ancak sürecin uzlaşma ile neticelenmesi halinde idari para cezası ve uzlaşma metninde yer alan hususlar uzlaşmanın taraflarınca dava konusu yapılamayacaktır. Uzlaşmaya ilişkin diğer usul ve esaslar ise Rekabet Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenecektir.

7. Yapısal Tedbirlerin Getirilmesine İlişkin Değişiklikler

16/6/2020 tarihli ve 7246 sayılı Kanun ile Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikler arasında kamuoyunun dikkatini en çok çeken ve tartışma yaratan düzenleme, yapısal tedbirlerle ilgili olarak yapılan düzenleme olmuştur. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 7246 sayılı Kanun ile değişik 9’uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca Rekabet Kurulu, ihbar, şikâyet ya da Ticaret Bakanlığının talebi üzerine veya resen bu Kanun’un 4’üncü, 6’ncı veya 7’nci maddelerinin ihlal edildiğini tespit ederse ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine rekabetin tesisi için yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışları ve teşebbüslerin belirli faaliyetlerini yahut ortaklık paylarını ya da malvarlıklarını devretmeleri şeklindeki yapısal tedbirleri nihai kararında bildirir. Kanun’un önceki halinde ise, Rekabet Kurulunun anılan maddelerin ihlalinin tespiti halinde ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine rekabetin tesisi ve ihlalden önceki durumun korunması için yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışları kapsayan kararını bildireceği öngörülmüştü.

Yapılan değişiklik ile Kanun’un 4’üncü, 6’ncı veya 7’nci maddelerinin ihlal edildiğinin tespit edilmesi durumunda ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine rekabetin tesisi için Rekabet Kurulunun yapısal tedbirlere başvurabileceği açık bir şekilde hüküm altına alınmıştır. Ancak Kanun, Rekabet Kurulunun yapısal tedbirlere başvurabilmesini sıkı şartlara bağlamıştır. Kanun, ilk olarak yapısal tedbirlerin neler olduğunu sınırlayıcı bir şekilde maddede ifade etmiştir. Buna göre yapısal tedbirler, teşebbüslerin belirli faaliyetlerini yahut ortaklık paylarını ya da malvarlıklarını devretmeleri şeklindeki tedbirlerdir. Rekabet Kurulu anılan yapısal tedbirler dışında bir yapısal tedbire başvuramayacaktır.

İkinci olarak yapısal tedbirlere ancak daha önce getirilen davranışsal tedbirlerin sonuç vermediği hallerde başvurulabilecektir. Yani Rekabet Kurulu Kanun’un 4’üncü, 6’ncı veya 7’nci maddelerini ihlal eden teşebbüs veya teşebbüs birliklerine rekabetin tesisi için yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışsal tedbirleri nihai kararında bildirecek, bu tedbirler sonuç vermediği takdirde yapısal tedbirlere başvurabilecektir. Davranışsal tedbirlerin sonuç vermediğinin nihai kararla tespit edilmesi halinde ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine yapısal tedbire uyması için en az altı ay süre verilecektir.

Son olarak gerek davranışsal gerekse yapısal tedbirler, ihlalle orantılı ve ihlalin etkili biçimde sona erdirilmesi için gerekli olmalıdır. Söz konusu düzenleme, Anayasamızın 13’üncü maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasına ilişkin hüküm ile uyumludur. Anayasamızın 13’üncü maddesi uyarınca temel hak ve hürriyetlere ilişkin sınırlamalar, ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Ölçülülük ilkesi, elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik, sınırlama için kullanılan aracın sınırlama amacını gerçekleştirmeye uygun olmasını; gereklilik, sınırlama için kullanılan aracın sınırlama amacına ulaşmak için zorunlu olmasını; orantılılık ise, sınırlama için kullanılan araç ile amacın orantısız bir ölçü içinde bulunmamasını ifade etmektedir. Gerek Anayasamızın 13’üncü gerekse Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 9’uncu maddesindeki hüküm uyarınca gerek davranışsal gerekse yapısal tedbirlere başvurulabilmesi için başvurulacak tedbirin ihlalin etkili biçimde sona erdirilmesine uygun olması, ihlalin etkili biçimde sona erdirilmesi için zorunlu olması ve ihlalin etkili biçimde sona erdirilmesi amacıyla orantılı olması gerekmektedir.

C. Sonuç

16/6/2020 tarihli ve 7246 sayılı Kanun ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da önemli değişiklikler yapılmış olmakla beraber Kanun metnine işlenen değişikliklerin bir kısmı uygulamada halihazırda uygulanmakta olan düzenlemeler olup söz konusu düzenlemeler Kanun ile uygulama arasındaki farklılıkları veya eksiklikleri gidermeye yöneliktir. 7246 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin bir kısmı ise rekabet hukuku uygulamamız bakımından tamamen yeni niteliktedir. Söz konusu bu düzenlemelerin rekabet hukuku sistemimizde meydana getireceği yenilikleri tam olarak görebilmemiz için Rekabet Kurulunun çıkaracağı ikincil düzenlemeler ile kılavuzları, vereceği kararları ve mahkeme içtihatlarını beklemek gerekmektedir.

Saygılarımızla,
Babayiğit Avukat Bürosu